Hannah hayatının henüz baharında, biraz utangaç ve birazcık da ürkek olan ve oldukça başarılı bir şarkı sözü yazarıdır. Theo ise çok ünlü bir plakçıdır ama Theo’nun herkesten gizlediği çok önemli bir hastalığı bulunmaktadır. Bu hastalık ise yüzyılımızın vebası sayılan şizofrenidir ve Theo’nun ilaçlarını hem vaktin de ayrıca de tam saatinde alması gerekmektedir. Fakat bunu yapmazsa Theo hem kendisi keza de çevresi için tehlike oluşturabilecek bir ruh haline her lahza girebilir. Ve Hannah keza plakçısı keza de dostu olan Theo’nun bu durumunu ve bir süredir de ilaçlarını almadığını yeni öğrenmiştir.
Hannah dostunun bu durumunu anladığında ilaçlarını almakta inat ettiğini de keşfettiğinde onu kurtarmak için en iyi yolun uzun bir rehabilitasyon ya da terapi olduğunu anlar ve Theo’yu iyi bir kliniğe yatırmayı düşünür. Ama Hannah elbette kimsesiz böyle bir şeyi başaramayacağını bilmektedir ve bu yüzden de Theo’nun bütün dostlarından yardım istemeye karar verir. Theo eğer tekrar eskisi gibi çalışmak ve alışılagelmiş hayata bacak uydurmak istiyorsa bu kliniğe yatmalı, ilaçlarını bitmiş ahenkli bir şekilde almalı ve içinde bulunduğu ruh halini düzeltmelidir. Hannah hem plakçısı hem de dostu olan Theo’yu bir şekilde kliniğe yatıp, hakiki hayatının kontrolünü eline alması konusunda ikna edecek midir? Yoksa Theo’nun kendince çözmesi gereken derin yaraları mı bulunmaktadır?
Katharine O’Brien’ın senaryo ve yönetmenliğini üstlendiği, Rebecca Hazlewood, Juno Temple ve Simon Pegg’in başrol oyuncu kadrosunu oluşturdukları, ismi Kayıp İletişimler olan bu dublajlı ve 4k formatlı yapım, gerçekte rock dünyasına başka bir perspektif getiren bir filmdir. Fazla sevilen ve hayran duyulan ünlü yıldızların sürekli örtbas edilen hayatlarının gerçek dönemleri ve aslında yaşadıkları gayet insani sıkıntılar tekrar tekrar görmezden gelinse de bu film seyirciye bu ünlü şahsiyetlerin de doğrusu birçok adi insan gibi etten ve kemikten yapıldıklarını hatırlatmaktadır.