The Cloverfield Paradox, başarılı yönetmen ve yapımcı J.J. Abrams’ın yapımcılığını yaptığı Cloverfield evrenin son filmi olarak 2018 y��lında seyircilerle bulu��uyor. Serinin önceki filmleri 2008 yapımı Cloverfield ve 2016 yapımı 10 Cloverfield Lane filmlerini bu son filmle birbirine bağlayan yapım, paralel evrenler konusunda J.J.Abrams’ın 8 sene süren çalışmaları nihayete eriyor. Dünyadaki azalan enerji kaynakları için Milletlerarası Uzay İstasyonunda atom çarpıştırıcısıyla yapılan deneyler sonucu yaşanan olayları anlatan film, başarılı gerilim sahneleriyle dikkat çekiyor.
Dünya, eksilen fosil kaynakları sebebiyle çıkan kaos içerisinde savaşın eşiğindedir. Son bir umut olarak bir grup bilim adamını alternatif bir enerji kaynağı bulmak için uzay istasyonunda engebeli bir göreve gönderilirler. Ekip, kendilerinden belirli şeklinde başladıkları görevde çoğu deneme yaparlar. Yapmaları gereken şey ise CERN’deki gibi bir hadron çarpıştırıcısında atomları birbirleriyle çarpıştırıp ortaya çıkacak olan enerjiyi denetleme etmektir. Vakit geçtikçe ve başarısızlık devam ettikçe ekibin morali de düşer. Her zamanki gibi bir deneme gününde bir şeyler ters gider ve istasyonda bir baskı dalgalanması olur. Her şey durulduğunda bir sorun yok gibidir. Ama bilgisayar bir alarm verir. Sorunun olduğu yere gittiklerinde ise daha önce hiç görmedikleri bir kadını duvarların içinde bulurlar.
Bayıltılan kadın kendine geldiğinde ekiple tanışır ve acayip bir şekilde, hiç görmedikleri bu bayan kaptan Hamilton’u tanıdığını söyler. Ekibin baş döndürücü gözleri arasında Hamilton ile yakın dost olduklarını ve kendisinin mürettebattan biri olduğunu söyler. Tüm bu olana anlam veremeyen takım, dünyadaki merkeze durumu rapor etmek isterler fakat irtibat kuramazlar. Durumu çözümleme ederlerken haritalarda ne Dünya’yı görebilirler ne de Ay’ı. Deney esnasında gerçekleşen şeyin kolay bir sistem arızası yok, evrenler aralarında bir portal açtığını ve bambaşka bir evrene geçiş yaptıklarını öğrenirler. Bundan Başka bu evrendeki takım, deneylerde başarılı olamamıştır ve Dünya’da büyük bir nükleer savaş meydana gelmiştir. Hamilton ve ekibi, kendi evrenlerine dönüp buldukları çözümle dünyayı kurtarmanın bir yolunu aramaktadırlar.
Serinin birincil filminde dev bir yaratığın Amerika’da ansızın ortaya çıkıp New York’u yerle bir etmesini anlatmaktadır. Bir sonraki filmde ise, kaza geçiren bir kadının, paranoyak bir adam göre kurtarılmasını ve yer altındaki sığınaktan çıkamamasını gerilim yüklü bir senaryoyla aktarmaktadır. Fakat ardından durumun bir uzaylı istilası olduğu ortaya çıkar.
Serinin bu son filmde ise, J.J. Abrams imzalı evrendeki tüm bu olayların nasıl ortaya çıktığı anlatılmaktadır. Bu karmaşık çoklu cihan teorisini her filmde farklı bir yönünden işleyen süratli, her filmiyle izleyiciyi etkilemeyi başarmıştır. Serinin son filmini, daha önce 3 ödül ve 8 adaylığı bulunan Julius Onah yönetmenliğinde çekilmiştir.